Nasıl biri görmeyi bekliyorsun?
Sırt çantasını ve gitarını alıp ülke ülke dolaşan biri?
Ya da biraz daha büyümüş ve tüm parlak kariyerini tepede bırakıp ‘Ege’ye yerleşmeye karar veren’ romantik kaçak?
Ya da ‘ben kimsenin altında çalışmam’ diyip kendi işini kuran, ve yabancı bir yatırımcı sayesinde farkedilip köşeyi dönen ve şimdi keyfine göre gezip tozan bir girişimci?
Belki de tipik bir beyaz yakalı olup arada kendini eğlendirmek için affilli kelimeler kuran bir kız?
Başka bir olasılık geliyor mu aklına?
Aslında cevap bunların ne hepsi ne hiçbiri, her bir cümleden biraz var bende
5 yıllık üniversitenin birincisi, 8 yıllık iş hayatının parlak çalışanı olan ben neden sonra “bu kadar hızlı nereye koşuyorum” “ben kendimi nerede görüyorum ki” “ne işe yarıyor tüm bu yaptıklarımız” “aslında yaşamak neydi” sorularını sorunca, “Başka türlüsü mümkün” köy yolunun patika yollarına girdim
Yolda taşlar var, arkandan bağıranlar var, deli midir sulu mudur sorularını soranlar var.
O yüzden bu sayfanın adı Deli Kızın Çiftliği.. Bu çiftlikte, üretim var, beyin fırtınası var, başka türlüsünü mümkün kılanlar var, gezi var, hayaller var, kırıklıkları var, sanat var, kırsal yaşam var, ben varım, biz varız, yaşam var.. Bildiğin ama bilmemezlikten geldiklerin de var.
Bu yol, bir kaçış değil, kendine kavuşma arzusunun yolcuğu..
Yola İstanbul’dan başladım,
artık nereye giderse…
Minik bir ekleme…Beni biraz daha tanımak isterseniz, açık radyoda konuk olduğum programı dinleyebilirsiniz 🙂 Link burada