Sanat zihne değil, sezgiye hitap eder

Bu fotoğrafı Frankfurt’taki bir otel odasında çektim…Odanın duvarlarını süsleyen bir sanat eseri, “Einhorn” adında..

Hiçbir bilinçli düşünceyi kafamda dolandırmadan sadece resme odaklandım..Bana sezdirdiklerine odaklanmaya çalıştım.. Çünkü sanat zihne değil, sezgilere hitap ediyor..Zihinle değil, duygularla yapıldığı için.

Tesadüf, bugün de havalimanında Frankfurt uçağını beklerken sanatın çoğunlukla bilinçdışı bir aktivite olduğunu bana düşündüren bir konuşma geçmişti müdürümle aramızda.

Gülerek telefonuna bakıyordu uçağa almalarına yaklaşık 1 saat varken. İtalyan bir arkadaşıyla mesajlaşlaştığını söyleyip, biraz ondan bahsetti bana.İsviçre’de büyük bir fon yönetiyormuş. İyi bir seviyedeyken bir anda işi bırakmış İtalyan arkadaşı ve resim yapmaya karar vermiş. Yaptığı resimler iyi de satılmaya başlamış. Sonra, bu işin eğitimini de alayım demiş ve sanat okuluna gitmiş. Bilin bakalım ne olmuş !? Eskisi gibi resim yapamamaya başlamış…”Şaşırmadım duyduğuma” dedim. Yaratıcılığın bilinç dışından geldiği okumuştum bir Popüler Bilim dergisinde..”Goethe, genç Werther’in Acıları kitabını yazarken hiçbir şekilde bilinçli düşünmeye ihtiyaç duymadan, kalem tek başına kendinden bağımsız hareket ederek yazdığını söylemiş”. Beyin, kalıplara göre düşünmeyi öğrenip, bilince taşınınca, sanattaki yaratıcılığını kaybediyorsun demekki..Çünkü bu bir duygu seli, zihin çalışması değil..