Geçtiğimiz hafta tarlaya BAÇEM’den aldığımız lavanta, adaçayı, kekik, civanperçemi, aynısefa ve ekinezya bitkilerini diktik. Bitkilerle ilgili bilgileri okurken, onların tarihçeleri ve mitolojik hikayeleri de dikkatimi çekti. Blogda okuduklarımı kaynakçalarıyla birlikte paylaşmak istedim.
Haydi o zaman:
- Civanperçemi (Achillea Millefolium)
Adını Truva savaşının kahramanı Aşil’den (Achilles) alan Papatyagillerden efsanevi bir şifalı bitki Civanperçemi (Achillea Millefolium). Aşil’in Truva savaşları sırasında (M.Ö 1200’lü yıllar) askerlerinin kanayan yaralarını durdurmak ve tedavi etmek için kullanması sebebiyle bu adı aldığı düşünülüyor. Homeros’ta ise, Afrodit’in Aşil’in yarasını bu şifalı otla iyileştirdiği yazmaktaymış. Neandertal mezarlarından çıkan ilaç bitkilerinin arasında olduğunu belirtmiş Nazım Tanrıkulu yazısında. Civanperçemi’nin bazı kültürlerde özel büyülü güçleri de olduğuna inanıldığı ve bu bitkinin haber alma, kontak kurma, geleceği tahmin etme gibi büyü alanlarında kullanıldığı da belirtiliyor. Anadolu’da Şövalye binbiryaprak otu, kandil çiçeği, asker otu veya Tanrı’nın eliotu olarak tanınması arkasındaki tüm bu hikayeyi düşündükten sonra şaşırtıcı değil. Kuzey Irak’ta Şanidar mağarasında 1957 yılında yapılan kazılarda bulunan ve bir Şamana ait olduğu düşünülen mezarda; civanperçemi, kanarya otu, gül hatmi, peygamber çiçeği, ebegümeci gibi bitki türlerinin bulunduğu tespit edilmiş.
Gelelim şifa alanlarına, çayının hazmı kolaylaştırdığı gibi kadınların regl dönemlerine ve menapoz öncesi rahatsızlıklara iyi geldiği belirtiliyor. Taze civanperçemi suyunun yüzdeki çöküntülere ve yaralara iyi geldiği, yine suyundan yapılan banyoların kadınların üreme organları için pek çok faydası olduğu belirtiliyor. Ayrıca tarımda etkili bir böcek öldürücü olarak kullanıldığı için ona bitkilerin doktoru da deniliyormuş. Örneğin Türkiye’den yapılan bir araştırmada, civanperçemi ekstresinin yeşil şeftali yaprakbitiyle mücadelede etkili olduğu saptanmış.
Not: Civanperçeminin çiçekleri, beyaz, sarı veya pembe olabiliyormuş. Bizdekiler beyaz renkli örneğin.
Kaynakça:
- http://www.nazimtanrikulu.com/?pnum=21&pt=Şifa+Çiçekleri+Yetiştirelim+II%3A+Aslanpençesi+ve+Civanperçemi
- https://clinicalherbalism.com/yarrow-throughout-history/
- https://www.saglikaktuel.com/bitki-ansiklopedisi-civan-percemi-nedir-faydalari-nelerdir-1497.htm
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/41676
- http://apelasyon.com/Yazi/780-tibbi-aromatik-bitkiler-ve-iyi-yasam
ADAÇAYI (Salvia officinalis)
“Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye”…Bu satırlar 13.yüzyıldan kalma..Adaçayının, Romalıların kutsal saydıkları ve toplama işini özel bir tören eşliğinde yaptıkları bilinmektedir. Botanik ismi Salvia, latince salvere yani korumak, muhafaza etmek kelimesinden geliyormuş. Ölümsüzlük, bilgelik ve koruyuculuğu temsil eden adaçayı aynı zamanda Hristiyanlıkta Meryem’in simgelerinden biriymiş. Rivayet odur ki; “Kutsal Meryem Ana, Bebek İsa ile Herodes’un gazabından kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş. İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryem Ana sığınacak bir yer bulmuş”.
Mısırlıların, doğurganlık için adaçayı kullandıkları bilinirken, antik yunan ve Roma döneminde eti korumak için kullanıldığı not edilmiş. Yine kurutulmuş ot ve yapraklarının tütsü şeklinde yakılarak evleri dezenfekte etmekte kullanıldığı biliniyor. 14. yüzyıl Avrupa’sında ise büyülerden korunmak amacıyla kullanılmış.
Eski çağlardan günümüze Adaçayının haşlanarak yapılan çayını içen kişinin kolay hasta olmayacağı inancı var. Özellikle boğaz ve ağız sağlığı için kullanılan adaçayı Ortaçağda ateşli hastalıklara karşı şifa verici olarak en yaygın kullanılan bitkilerden biri olmuştur. Günümüzde de nezle ve gripte kullanıldığı bilinmekte.
Adaçayının sinir sistemini çalıştıran en önemli enzimlerden AChE’yi aktive ettiği için depresyon, hafıza kaybı gibi rahatsızlıklara karşı da etkili olduğu görülmüştür. İçerdiği antioksidanlar kanser ve kalp rahatsızlıklarına karşı kalkan görevini üstlendiği söyleniyor.
Adaçayı, ortaçağda vebaya karşı bağışıklık kazandırdığı ortaya çıkan “4 hırsız Sirkesi” içeriğinde de bulunuyor. Bu formülde sirkeye batırılmış halde pelinotu, lavanta, biberiye ve adaçayı var. SİRKENİN FORMÜLÜ AŞAĞIDA. Yine internette yer alan bir bilgiye göre: “Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde bir süre bekletilir) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda sürülerek, masaj yapılır.”
Adaçayı tarımda da parazitle mücadelede yerini almış; Lahana ve havuç yetiştirilen tarlalara adaçayı serpilerek, ürüne zarar veren bakteri ve böcekleri uzaklaştırmak amaçlı uzun yıllar kullanılmış.
Kaynakça:
-
- https://itb.org.tr/makale/5-tibbi-aromatik-bitkiler-ve-iyi-yasam
- http://www.nazimtanrikulu.com/?pnum=6
- https://theherbalacademy.com/sage-throughout-the-ages/
- http://adacayiblogu.blogspot.com/2009/03/tarihce.html
- https://www.gaiaherbs.com/blogs/herbs/sage
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5318325/
- http://apelasyon.com/Yazi/229-eger-dikmissen-adacayini-bahceye-ne-gerek-var-olmeye
- http://www.diatek.com.tr/Makale-Yontem/Mikrobiyolojik-Analiz/Sifali-Bitkiler–Adacayi_281.htm
KEKİK (Thyme)
Helen’nin gözyaşlarından biten, cesaret ve asalet simgesi Kekik. “Rivayet odur ki, Truvalı Helen’nin ruhunu gören Olimpos tanrıları, onun gözyaşlarını kekik olarak yeryüzüne armağan etmişler. Kekiğin, Helen’nin cesur ve asil ruhunu yansıttığına inanılır. Kekiğin barındırdığı acımsı özün Helen’i acıyla harman edip yaşatan, ayakta tutan öz olduğuna inanılmış”. (Kaynak: http://www.butundunya.com/pdfs/2017/08/126-128.pdf)
Haçlı seferleri zamanına kadar savaşa giden askerlere kekik kokan ve kekik motifli armağanlar vermek, tapınaklarda, kekik yakarak tütsüleme yapmak hep bu inanıştan kaynaklanmıştır. Romalı askerlerin savaşma güçlerini ve cesaretlerini artırmak için kekikli sularla yıkanırlarmış. (Kaynak: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/825941)
Kekik binlerce yıllık geçmişi olan bir diğer şifalı bitki. Bağışıklık sisteminde önemli bir yere sahip olan Kekik sebebiyle, II. Yüzyılda hekim Galenos, vücut direncini sağlayan beze de aynı adı vermiş (Thymus -Timus bezi).
Hippokrates Akdeniz kekiğini astım, nefes darlığı ve zehirlenmeler için kullanmış.
Yağlı ve et yemeklerinin tadını zenginleştirip, sindirimi kolaylaştıran kekik bir şifa kaynağı. Benli & Yiğit’in (2005) makalesine bakalım: “Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında çay içimi ve gargara biçiminde kullanılmaktadır. Sindirim sisteminde görülen ekşimeler ve kramplı ağrılar bir bardak kekik çayı ile geçiştirilebilir. Ergenlik sivilceleri iyileştirilebilmektedir. Kekik çayı içimi ve kekikle karıştırılmış bal yenmesiyle organizmayı güçlendirilebilmektedir. Kekik tentürü ile ovmak suretiyle romatizma ağrılar, sinirsel rahatsızlıklar tedavi edilebilir. Sıcak kekik yastıkları ağrılı bölgenin üstüne konularak büyük rahatlıklar sağlanabilir. Ancak Hippokrates’in de yazdığı gibi dikkatli kullanılması gereken bir bitkiymiş, çünkü kekik yağının tümör yapıcı madde olduğu ve karaciğer üzerinde zararlı etkileri olduğu yazıyor. Hamilelerde ise düşük riskini artırıyormuş.
- http://eskisite.mikrobiyoloji.org/pdfler/702050801.pdf
- https://www.saglikaktuel.com/bitki-ansiklopedisi-kekik-nedir-faydalari-nelerdir-1693.htm
- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/825941
- http://www.butundunya.com/pdfs/2017/08/126-128.pdf
Lavanta (Lavandula)
Artemis’in kutsal çiçeği Lavanta. Tanrıçanın lavanta çiçeğini, yaprağını ya da yağını vücuduna sürerek her daim misler gibi koktuğu rivayet olunur. “Denizli Hierepolis Tiyatrosu’ndaki bir kabartmada, tanrıçanın doğumu betimlemesinde genç kızlar, ellerinde lavanta çiçekleri ve afyon kozalarıyla Artemis’in kutsal doğum olayını izler.” diye yazmış National Geographic Türkiye‘den Ali İhsan Gökçen. Tarih boyu bir çok alanda kullanılan nane ailesinden Lavanta, Eski Mısırlılar tarafından iyileştirici, yatıştırıcı, parfüm olarak ve mumyalamada kullanılırmış. Kleopatra’nın Sezar’ı baştan çıkarmak için lavanta yağı kullandığı söyleniyor. Eski Roma’da bu özelliklerine ek olarak böcekleri uzaklaştırmada (kurutularak giysilerin arasına koyarak) ve temizlikte kullanılırmış. Latince’deki lavandula kelimesinin livere (maviye çalan) ile lavare (yıkamak) sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor.
Asya geleneksel tıbbında da lavanta “Shen” ya da zihne yardımcı olmak için, kalbi rahatlatarak, insanların gevşemesine ve zihinde gerginliğe neden olan sıkıntılardan kurtulmalarına yardımcı olarak kullanılmıştır. Fransız IV.Charles’ın rahat uyumak için yastığına Lavanta koyduğu biliniyor. Bunu günümüzde uygulayan kişiler halen mevcut.
Sırt ağrısı ve baş ağrısı gibi ağrıların azaltılmasında da kullanılan Lavantayı, I. Elizabeth migren ağrılarına karşı sık sık çay olarak tükettiği belirtilmiş.
Lavanta, ortaçağda vebaya karşı bağışıklık kazandırdığı ortaya çıkan “4 hırsız Sirkesi” içeriğinde de bulunuyor. Bu formülde sirkeye batırılmış halde pelinotu, lavanta, biberiye ve adaçayı var. FORMÜLÜN DETAYI AŞAĞIDA
Lavanta’nın antiseptik etkileri klinik çalışmalarla kanıtlanmış. Yaranın temizlenmesi, stresli koşullarda hafızayı güçlendirmesi, rahatlatması ve özellikle ameliyatlar öncesi endişenin hafifletilmesi durumunda kullanıldığı da bilinmektedir.
- https://www.ntv.com.tr/turkiye/mor-kralice,ohVfJXJfBUOdfLRdspY4hA
- https://www.healthline.com/health/lavender-history-plant-care-types#the-benefits-of-lavender
- https://novanutrica.com/lavanta-kullaniminin-tarihi/
EKİNEZYA (Echinacea)
Diğer şifalı bitkilere kıyasla Ekinezya’nın tarihi biraz kısa. Kızılderelerinin bitkisi olarak tanımlayabileceğimiz Ekinezya, 1887 yılında sağlık profesörü John Uri Lloyd tarafından tanıtılmış. 20.yy’da bağışıklık sistemi güçlendirilmesinde kullanılmaya başladı. Böcek ısırlıklarına, yılan ısırmasına, diş ağrısına (Ağrıyan dişe direk yapraklarının konulması), öksürük ve boğaz ağrısına karşı da etkili olduğu belirtilmiş.
Kaynakça:
https://yerba.com/reading-room/herbs/echinacea-history/
AYNISAFA ( Calendula officinalis, Pot Marigold)
Aynısafa’nın kullanımı 12. Yüzyıla kadar dayanır. Avrupa’daki bahçelerde, zararlılara karşı kullanıldığı belirtiliyor. 12. Yüzyıldan sonrada tıbbi alanda da kullanılan aynısafa’nın kan şekerini düşürücü etkisi olduğu belirtilmiş. Merheminin yara ve şişkinliklere iyi geldiği de not edilmiş. Tatlandırıcı ve renklendirici olarak yiyeceklerde; ayrıca kozmetikte, parfüm yapımında kullanılan bir çeşnidir.
Aynısafa aynı zamanda bir hava durumu göstergesi. Sabah saat 7’den sonra hala çiçekleri açılmamışsa yağmur yağacak demektir.
Kaynakça:
- https://pdfs.semanticscholar.org/af5d 27c1499def5f2d27332f6e80ce6cb66d7ad0.pdf
- https://www.arifoglu.com/aynisafa-nedir
Ve gelelim 4 HIRSIZ SİRKESİNE
Avrupa’daki veba salgını sırasında ortaya çıkan bu formülün hikayesi adının neden “4 hırsız” olduğunu açıklıyor: Avrupa’daki veba salgınında 4 hırsız Marsilya’daki ölüleri ve hastaları soymaya başlar. Ancak hastalığa hiç yakalanmazlar. Hırsızlar yakalandıklarında idam cezasına verilir ancak nasıl bu hastalığa yakalanmadıklarını açıklarlarsa affedileceği söylenir. Bunun üzerine yaptıkları sirke ile ellerini yıkadıklarını ve gargara yaptıklarını söylerler. Bu sirkenin formülünü de açıklamalarıyla birlikte serbest bırakılırlar.
Formülün içeriğinin bir çok versiyonu var. Sirke içeriğinin o dönemde yayınlandıı belirtilen orijinal metnin ingilizcesi aşağıdaki linkteki kaynakta yazıyor. Formül için burada ben yine bu kaynağı Türkçeye çevirdim ancak farklı formüller de var dediğim gibi. Aşağıda bir de Türkçe farklı bir kaynak verdim. Temel içerikler, adaçayı, mercanköşk, kekik ve nane diyebiliriz.
http://adventures-in-making.com/recipe-the-legendary-four-thieves-vinegar/
2 yemek kaşığı taze lavanta, doğranmış
2 yemek kaşığı taze biberiye, doğranmış
2 yemek kaşığı taze nane, doğranmış
2 yemek kaşığı taze adaçayı, doğranmış
2 yemek kaşığı taze kekik, doğranmış
2 yemek kaşığı taze mercanköşk, doğranmış
2 yemek kaşığı taze zufaotu, doğranmış
4 diş sarımsak soyulmuş ve ezilmiş
1/2 çay kaşığı karabiber, ezilmiş
3 tam karanfil, ezilmiş
0.5litre organik elma sirkesi
Tüm bu doğranmış /ezilmiş içeriği bir cam kavanoza alıp üzerine sirkeyi döküyorsunuz. 7-10 gün kadar güneşli bir yerde bekleyip mayalanıyor. Daha sonra süzülüp, oda sıcaklığına alabilirsiniz. Kullanım alanları için aşağıdaki linki okuyabilirsiniz. Aşağıdaki linkte de farklı bir tarifle içerik var.
http://www.pharmetic.org/dort-hirsiz-sirkesi
Umarım bu yazı sizde bir merak oluşturmuş ve ışık tutmuştur. Şifalı bitkilerin kullanımı için doktorunuza danışmayı unutmayın. Burada yazan bilgiler sadece kaynakların derlemesidir. Tavsiye ya da yönlendirme değildir.
hikayelerinizi çok beğendim. ben de bitkilerle ilgileniyorum ama bu kadar detaylı ve güzel hazırlanmış hikayeler görmemiştim. öncelikle tebrik ediyorum. sayfamda sitenizin adıyla paylaştım. umarım herhangi bir sorun olmaz.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkürler bu yorum için, tabii ki sorun olmaz, yeni bir şeyler öğrenmeye de vesile olur. Sevgiler
BeğenBeğen