Toprağa gözü gibi bakan,
tohumları çeyiz sandıklarında saklayan
tüm çiftçilere hürmetle…
Çiftçilikle aktif olarak uğraşmaya ve köylülerde daha sık bir arada olmaya başladıktan sonra da şunu gözlemledim: Çoğu köylünün geleneksel yöntemle, zehir atmadan, fenni gübre kullanmadan üretim yapmak için -maalesef-motivasyonu yok. Çünkü ‘emeklerinin bir değeri olacak mı?’ sorusuna cevap alamıyorlar. Köyde onlara destek olacak çocukları kalmamış, ziraat mühendisleri odalarından çıkıp aktif olarak çiftçilere destek olmakta yetersiz ve çiftçilerin çoğu zehir atılmazsa hastalıkla başa çıkılamayacağına çok inanmışlar.
Tabii ki; tarım politikalarının yetersizliği, kooperatifleşmedeki sorunlar ve üreticiden tüketiciye olan gıda zincirinin uzunluğu gibi temel problemler çiftçinin üretim alışkanlıklarını etkiliyor. Ancak; tüketici olarak bizim de üzerimize düşen görevler var: Nihai tüketici, ‘soframda zehirsiz gıda istiyorum’ diye haykırırsa, çiftçiler de zehirli zirai ilaç kullanmadan (ya organik sertifikalı, ya geleneksel üretim ya da doğal) yolla üretmenin değerini tekrar görmeye başlar.
O yüzden; çok verim elde etmek adına, hem insana hem doğaya ne kadar eziyet edildiğinin farkında olarak üretim yapan üreticileri desteklemenin önemi büyük.
Organik üretim dediğimde, tüketicilerden en çok duyduğum şey ise: ‘Organik diye bir şey olduğuna inanmıyorum’ söylemi. Ben bunu biraz kolaya kaçmak olarak görüyorum. Bunu söyleyen arkadaşlara/akrabalarıma şunu soruyorum: ‘Hangi üreticiden direk ürün alımı yaptın da bunu söylüyorsun? Bu güvensizliği yaratacak birebir de bir olay mı yaşadın yoksa süpermarketten hızlıca alışveriş yapma rahatlığını bozmamak için kulaktan duyma söylemlere inanma kolaylığı mı?’ Gerçekten gıda tüketimine ve doğaya duyarlı tüketiciler, yediklerinin kaynağı sorgulamada daha bilinçli olmayı seçebilirler. Aldığımız gıdaların nerede üretildiği ve kim tarafından üretildiği ile ilgileniyor muyuz? Üreticilerden / kooperatiflerden birebir alışveriş yaptığımızda bu soruların cevabına da ulaşabilir, hatta üreticileri ziyaret edebilirsiniz. Eğer güveninizi sarsan bir şey olursa da bunu paylaşarak, insanların da bilinçlenmesine destek olabilirsiniz.
Diğer bir konu da malumunuz; organik / doğal / zirai tarım ilacı kullanmadan üretilen gıdaların fiyatının, konvansiyonel tarımla üretilen gıdaların üzerinde olması. Öncelikle fiyatın neden yüksek olduğunu anlamaktan başlayalım. Bunun sebebini 4 başlıkta toplayabilirim: (1) Daha düşük verim: Konvansiyonel tarıma göre, hastalık ve/ya zararlıların etkisi verimin düşük olmasına sebep oluyor (2)iş gücü maliyeti: ilaç yerine, kol kuvveti- çapalama var; emek yoğun ve sabır gerektiren bir iş. Bu da zaman ve iş gücü maliyeti demek. (3) organik / zehirsiz tarıma geçiş maliyetinin yüksek olması: Özellikle arazide daha önce konvansiyonel tarım uygulamaları varsa, toprağı temizlemek ve verim almak için en az 3 yıl gerekiyor. Ayrıca organik sertifikalı üretimde analiz, kontrol maliyetleri de yüksek. (4) Talebin düşük olması.
Yazının başında da bahsettiğim gibi, maliyetler konusunda tüketiciler olarak yapabilecek pek bir şey olmasa da, zehirsiz gıda talep ederek, çiftçilere gerekli motivasyonu verebiliriz. Ekonomik şartlar, hele ki büyük bir ailemiz varsa, bizi fiyat açısından daha uygun olan ürünü almaya zorlayabiliyor. Ancak şunu unutmayalım. Sağlıklı beslenme, öyle bir kıyafet gibi, anında ayna karşına geçip kendini gösteren bir şey değil. Zaman içinde, yaş aldıkça vücudumuzda farklı formlarda kendini gösteriyor.
Peki bu üreticilere nereden ve nasıl ulaşabilirim? Sorunun cevabına bir sonraki yazıda…
Not: Oluşabilecek kavram kargaşasını önlemek için şu açıklamayı yapmak isterim: Organik üretim sertifikalı çiftçiler de var, sertifika almayan (maliyet sebebiyle) ama zehirli zirai tarım ilaçlarını kullanmayan çiftçiler de var. Hiçbir ilaç kullanmadan, ‘doğa ne kadarını verirse’ diyen çiftçilerde. Yukarıdaki üretim biçimleri için sırasıyla; organik, geleneksel ve doğal üretim yapan çiftçiler diyebiliriz. Yazının başlığında kullandığım ekolojik üretim yapan çiftlikler bu üç üretim şeklinden herhangi birini benimseyen anlamına gelmektedir. Konvansiyonel tarımı ise her türlü tarım ilacını / zehrini kullanarak, çok verim almak adına toprakta yaşayan tüm canlıları (yararlı ve zararlı) imha etme üzerine kurulu bir uygulama olarak tanımlayabiliriz.