Dönüştürün, doğanın döngüsünü deneyimleyin ! – Balkonda kompost

Eylül ayı yeni başlangıçlar için en güzel ay bana kalırsa… İyot ve güneş kokulu anıların yarattığı enerji toplarını yeni şeyler yaratmak için kullanma vakti… Üretmeden, doğanın o döngüsünü hissetmeden doyumu yaşayamıyor insan. Bunca kaçış, arayış hep o döngünün bir yerinden tutabilmek için…

Ben de o döngüyü görebilmek için bundan yaklaşık 1 yıl önce İstanbul’un en keşmekeş ilçesinde minik bir balkonda “Soğuk kompost” yapmaya başladım.  Kompostun tanımı için, mutfak atıklarınızın, budadığınız çimlerin, dökülen yaprakların biyolojik bir süreçten (su-hava karışımı ile zaman) geçtikten sonra dönüşmeleri ve gübre halini alması diyebiliriz. Permakültür ile ilgili yazılarda hep vurgulanan bir şeydir: “mutfak atıklarınızı dönüştürün”. Oluşan atıkların tekrar döngüye girmesi, toprağı beslemesi ve atıkların azaltılması için çok önemlidir. Ama benim için en önemlisi, bu “dönüşümü ve döngüyü” gözlemlemek ve bir parçası olmak.

IMG_5344

Kompost gübrenin faydalarının altının birden çok kez çizilmesine rağmen nasıl halen köylerde, şehirdeki evlerde kompost yapımı bu kadar az pek aklım almıyor ! Bazı köylerde bu soruyu sorduğumda “bizde zaten hayvan gübresi var kompost olarak” diyorlar. Ancak hayvan gübresiyle bu kompost aynı şey değil, bu kompost daha zengin bir içeriğe sahip çünkü hayvan gübresinde, besin hayvanın vücudundan çıkarken bazı mikrobik zenginlikleri kaybediyormuş. Şehirdeki çoğu kimse ise maalesef bu konuda bilinçli değil (kompost dediğimde, “nasıl yani, ayva kompostu gibi bir şey mi?” diyen duydum). Kompost için ayrı çöp kutuları oluşturulması ve bunun evlerde/balkonlarda daha çok yaygınlaşması gerekiyor.

Sinek Yapmıyor mu?

Bana en çok sorulan soru üzerinden başlamak istiyorum: Eğer sinek yapıyorsa azot/karbon dengesinde bir sıkıntı vardır. Bunu ne demek olduğunu ve ilgili detayları aşağıda yazdım ancak önce temel bilgilerden başlamak lazım.

Neler “kompost” yapımına dahil edilebilir?

Kompost yapmaya başladığınızda bazı atıklarına “çöp” değil, kompost diyeceksiniz.

Birden çok kompost çeşidi var: Soğuk-Sıcak kompost, Kompost Çayı, Bokaşi Kompostu.Buğday Derneği’nin tüm bu çeşitleri detaylıca anlattığı çok güzel bir rehberi var, link burada

Ben daha geç olan ama benim için yapması en kolay olan Soğuk kompostu seçtim. Öncelikle bu komposta neler giriyor onu bilmek lazım. Aşağıda bir tablo var:

Yeşil
(Azot içeriği yüksek)
Kahverengi
(Karbon içeriği yüksek)
Budama artıkları Mısır sapı
Kahve, Çay Artıkları Kıyılmış Kağıt, karton***
Meyve Kabukları* Kuru Yapraklar***
Yumurta Kabukları** Odun Parçaları***
Kedi-Köpek dışkısı hariç hayvan dışkıları Talaş
Taze ot, çim, yaprak Kuru ot
* Turunçgillerden fazla atmamaya özen gösterin
**Yumurta kabuklarını 200 derecede 10 dakika pişirip öyle komposta atıyorum.
***Sert ve büyük parçalar halinde atmayın.
Konulmaması gerekenler
Et ve Süt ürünleri, kemikler
Asidik ortam yaratabileceği için fazla miktarda Turunçgiller
Fazla yağlı, margarinli yemek artıklar
Kimsayal malzemeler
Kedi ve Köpek dışkıları

 Kaynak: Buğday Derneği, Yeryüzü Derneği

 Sinek varsa, kompost yığının dengesinde sıkıntı var

Eğer sinek yapıyorsa azot/karbon dengesinde bir sıkıntı vardır. Buğday Derneğinin rehberinden aşağıdaki kesit bu soruna cevap olacak nitelikte:

“Çürüme ve parçalanma işleminin başlayabilmesi için iki temel elementi içeren malzemelerin doğru oranda bir araya gelmesi gerekir. Bunlar azot (N) ve karbondur (C). Mutfak artıkları, taze biçilmiş otlar, hayvan gübresi, hayvan leşi gibi malzemelerin N içeriği yüksektir. Kurumuş yapraklar, dallar, saman, talaş, kağıt, karton gibi malzemelerin ise C oranı yüksektir.”

Eğer azot oranı fazla olursa sineklenme yapıyor, eğer azot az karbon oranı fazla olursa yığın içinde ısınma gerçekleşmediği için çözülme yavaş oluyor.

Tam bu noktada kendi başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim. Mayıs aylarında kompostomun üzerinde yüksek oranda sineklenme oldu, öyle ki balkon kapısını açmaya çekinir olmuştum. Sonra rehberdeki bu yazıyı okudum. Azotun fazla olduğunu fark edince, kompost malzemeleri arasında karbon oranı en yüksek olan “talaş”ı marangoz arkadaşımdan temin edip komposta karıştırdım. Ta taa! Dengeye kavuştuk tekrar.

Buğday Derneği rehberinde ideal kompost yığını C/N oranını 25:1 ya da 30:1 olarak vermiş. Aşağıdaki tabloda da değerleri bulabilirsiniz. Tek seferde ideal bir dengeye ulaşamayabilirsiniz, biraz gözlem ve deneyim işin sırrı !

IMG_0466Deneyimlerim: Nasıl başladım, nasıl devam ettim?

Ben balkonda bir köşeye yaklaşık dört parmak kalığında ve bir Pazar kasası genişliğinde bir toprak yığdım. Toprağı biraz nemlendirdikten sonra, üzerine de her tarafı açık aşağıdaki pazar kasasını koydum. Bir başka arkadaşım, büyük gri renkli çöp kutusunu matkapla birçok yerinden (hem alttan hem yanlardan) delikler açarak onu nemli bir toprağın üstüne koydum.

Ardından mutfakta ayrı bir yerde topladığım malzemeler yeşil-kahverengi olarak ikiye ayırdım. Sonra Pazar kasasının içine önce 1 kat yeşil kompost malzemesi sonra 1 kat kahverengi malzeme koyarak başladım. En üstte karbon, yani kahverengi kompost malzelemeleri kalacak şekilde yığını oluşturdum. Bu yığını oluştururken aralarını hafifçe ıslatarak ilerledim. 3-4 gün sonra bu yığını karıştırdım ve nem durumuna göre tekrar su verdim. Günler geçtikçe yeni çıkan atıkları belli bir denge içinde kompostun üstüne ekledim. Yukarıda da belirttiğim gibi bu biraz gözlem işi.

(İlk yaptığım yığının fotoğrafını çekmediğim için ordan bir görüntü paylaşamıyorum.)

Kompostta en önemli şeylerden biri hava ve su. Yığın nemli olmalı ve hava almalı. O yüzden , kompost yığınını balkonda koyacağınız kap her yerden hava alabiliyor olmalı. Hava alması için ben haftada bir kompostu alt üst edip karıştırıyorum.

Diğer etken ise nem. Bu sebeple yığınları ıslatmanız gerekiyor, bir şişe suyu boca etmektense fısfısla bir yandan da hafif karıştırarak ıslatırsanız daha iyi olabilir. Kompost yığını çok ıslanmamalı, vıcık vıcık olmamalı, yani yığını elinize aldığınızda sular çok damlamamalı. Çiçek sular gibi, kompost yığınınızı da kontol etmeli ve su ihtiyacı varsa vermeniz lazım. Sonuçta onun içinde de canlılar sizler için çalışıyor.

Kompost yığınımda 2-3  ay sonra solucanlar oluşmaya başladı. (Soldaki görselde, iyi bir çocuk olursanız solucanları görebilirsiniz 🙂 ) Solucanları ben koymadım, kendi oluştu. Ayrıca kompostumdan birçok fideler çıktı, bunların bazılarını ayrı saksılara aldım (Soldakinin patates, sağdakinin fasulye olduğunu düşünüyorum :)).

Kompost hemen dönüşmez, dediğim için sonucu daha net görmek için 2-3 ay beklemeniz, gözlem yaparak dengelemeye dikkat etmeniz gerekir. Çok zor değil, gözünüz kesinlikle korkmasın ama “ben bunları buraya yığdım işte” rahatlığında da değil. Ancak o dönüşümü görmek ve hatta fideleri görmek insana ayrı bir mutluluk veriyor.

Bu konuda Youtube’da çok fazla video var. Ben kendi deneyimlerimi ve okuduklarımı yazmaya çalıştım. Buğday derneği ve Yeryüzü derneğinin rehberlerini de okumanızı tavsiye ederim.

Buğday Derneği rehberi

Yeryüzü Derneği rehberi

Doğa’nın ışığı ve dönüştürücü gücüyle aydınlansın balkonlarınız…

One Comment Kendi yorumunu ekle

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s