Blogu okuyan birkaç insandan bu soruyu aldım. Gönüllü olmak için başvurulacak adresler kolay (aşağıda yazdım), ama gerçekten buna hazır mısınız?
Bana göre mi acaba?
Gittiğim iki çiftlik ile ilgili yazılarımı okumuşsanız orası size fikir verebilir ( 1. Gündönümü 2. Ali Kışlak Orman)
Öncelikle şunu vurgulamak isterim, gideceğiniz yer bir köy ve oradaki felsefe, şehirdeki yaşamı oraya taşımak değil, doğa ile birlikte, gerçekten ihtiyaç kadar, fazlasını aramadan, üreterek ve doğayı zenginleştirerek yaşamak. Oradaki imece usülü yaşam “hazır” olanı tüketmek değil, “eldekilerle güzel şeyler yapabilme” üzerine kurulduğu için şehirdeki konforu aramak olayın ruhuna aykırı.
Dolayısıyla sorunun kendimce cevabını bir beyaz yakalı alışkanlığı ile maddeleyecek olursam şöyle derdim:
- Beklentilerinizi iyi değerlendirin – Kendi kendinize kaldığınız anlar çok olduğu için üşenmemeniz, mücadele etmeniz, gerekiyor. Bu ‘kendini ayağa kaldırma’, ‘kendi kendine yetme duygusu’ kimisine haz verirken, kimisi için ‘tatilim işkenceye döndü’ tadı verebilir. Doğada çiçekle, ağaçla olayım, hamağımda yatayım, hizmet gelsin, ben kendim uğraşmayayım, kolumu kaldırmayayım diyorsanız size göre de well-being otelleri var, oraya gidebilirsiniz. Detoks içecekleri falan içersiniz. Pekala öyle olmak isteyebilirsiniz. Ama ben toprağa katkıda bulunmak, elimle topladıklarımla akşam kendi detoks içeceğimi kendim yapacağım diyorsanız sizi böyle alabiliriz. (Mesela esneme hareketini samanlarla yapan gönüllüler vardı 🙂 )
- Otel odası rahatlığı beklemeyin, olursa ne ala – Gideceğiniz köy evi Şirince ya da Alaçatı’daki eski taş köy evleri gibi olmuyor genelde. Kalacağınız yerde size ait bir oda da olabilir, paylaşımlı bir oda da. Yatağınız temiz olur ancak otel odalarındaki o içine gömülmelik yataklardan hayal etmemek de iyi olur.
- Temizlik sizden – Odanızı kendiniz temizliyorsunuz, oda görevlisi yok.
- Eski ve rahat kıyafetler götürün – Rahat derken, yeni aldığınız eşofman takımını değil, yırtılsa da kirlense de üzülmeyeceğiniz kıyafetlerden. Genelde çizme veriyorlar ama yine de götürebilirsiniz.
- 5. Mutfakta yemeklerinizi yapan biri yok – Malzemeler var ancak o malzemelerle ne çıkaracağınız yaratıcılığınıza kalmış. Örneğin Ali bey’in çiftliğinde çok değişik lezzetlerde çorbalar içiliyor (Aşağıdaki gözlemeyi evdeki diğer gönüllüler için ben yapmıştım :). Bazı çiftliklerde yemek var, onu öğrenmek gerek eğer sizin için sorunsa)
- Doğalgaz yok, soba yakmayı öğreniyorsunuz 🙂 Sular güneş enerjisi ile ısınıyor. Akşama doğru soğuk su ile bulaşık yıkamak zorunda kalabiliyorsunuz 🙂
- Erken kalkmaya hazırlanın– Erken kavramı herkese göre değişir, o yüzden saat belirtmekte fayda var. İnek sağımında örneğin 05:30’da ayaktaydık. Ali Bey’de 07:00 gibi. (Bu maddeyi yazarken bi şarkı aklıma geldi, “Seher yeli çık dağlara, güneş topla benim için”)
Çiftlikte gün sonuna doğru, sessizlikte, uçsuz bucaksız dağlara, ovalara bakarken kendi kendinize kaldığınız o an o kadar değerli ki ! Bunu anlatacak cümle bulamıyorum çünkü bu deneyim yaşanmalı. Kafa dinlemek evde tek başına film izlemek ya da kitap okumak değil bence. O sessizlik anında tüm çevreyi ve kendinizi kucaklayıp hissetmeniz, o anı yaşamanız çok kıymetli. Sizi oraya getiren tüm nedenlere belki de teşekkür ederek. İşlerden sonra sobanın başına geçip sohbet etmek ve o tatlı yorgunlukla saat akşam 10 olmadan yatağa koşmak ise diğer değerli anlardan..
Aslında bu yazıyı yazarken, blogunu çok severek takip ettiğim Ahmet Coka’nın İstanbul’dan kaçıp şirin Ege kasabasına yerleşenler için verdiği röportajda söyledikleri aklıma geldi, metni burada da paylaşmak istiyorum: “Şehirden gelenlerin yanlarında getirdikleri şeyler vardır. Atamadıkları şeyler vardır. “Bunu amcam aldı, bu kupayı çok sevdiğim arkadaşım aldı”gibi… Bunlardan vazgeçmeden buraya gelenler, böyle bağlarından kurtulmadan buraya gelen insanların hepsi burayla ile ilgili bir problemyaşıyor. Kaçış romantizmi, şikayet edilen bir şeye dönüşüyor. Halbuki bu insanlar bavullarını şehirde bıraksalar, burada bambaşka bir ortam var. Bunu yapabildiğin zaman sen kendini Eda Teyze’ye göre hizalamaya başlıyorsun. Seni buradaki hayat tanımlamaya başlıyor. İçinde bulunduğun ev seni tanımlamaya başlıyor. Bahçendeki bir mandalina ağacı seni tanımlamaya başlıyor. Buna izin vermediğin sürece sen hala İstanbul’daki yaşamın tanımladığı adam olmaya devam ediyorsun.”
Yani doğaya gelirken, tüketim alışkanlıklarınızı, öğrendiklerinizi, hizmet görmeye alışmış halinizi bırakarak gelip, açarsanız kollarınızı, kucaklayacağınız çok şey oluyor..
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz
Nasıl gönüllü olurum?
Eğer üstteki yazıları okuyup bu başlığa geldiyseniz ne güzel 🙂
Türkiye’deki çiftliklerde gönüllü olarak çalışmak için Buğday Derneği’nin TaTuTa adresinden başvuruda bulunabilirsiniz.
Anasayfada karşınıza bir harita çıkacak, burada gönüllü kabul eden çiftlikler ve onlara ait bilgiler var. Detayları görmek için üye olmanız gerekiyor. Üyelik ücreti gayet makul bir ücret. Detaylarda o çiftlikte neler yetiştirildiği, hangi dönemlerde gönüllü kabul ettiği, yapılabilecek gönüllü işleri ve min. kaç gün süreyle gönüllü kalabileceği yazıyor.
Bazı çiftlikler konuk olarak da kabul ediyor. Yani çalışmak istemez de orada mini bir tatil yapmak isterseniz bunu da çiftlik ile görüşebilirsiniz.
Gönüllü çiftlik işleri sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da çalışabilirsiniz.
Yurtdışından TR’deki çiftliklere gelenlerle konuştuğumda bu kanallardan bahsetmişlerdi. (Farklı siteler de var, bunlar benim duyduklarım) Hem gezip, hem çalışıp hem de kültürü öğreniyor. Çiftlikler oluşan sosyal ortam açısından da çok zevkli oluyor. Oradaki çeşitlilik, doğa ile birleşince tad daha güzel.
Ayyy şimdi zeytin hasadı var, zaman gelse de kavuşsak çiftliklere 🙂
Hep söylediğim gibi, başka türlüsü mümkün…
(Not: Kendi tecrübeniz herşeyden değerli, bunlar sadece benim merceğimden. Sizinkiler farklıysa buraya yorum olarak yazsanız pek güzel olur 😉 )
Balıkesir Burhaniye ilçesinde denize yakın Benimde 200 ağaç zeytinim 80ağaç cevizim ve çiftliğim var inekler kazlar falan filan babada bu gönüllü işçilerden lazım 🙂 yataçak yer var iş çok Hiç sıkılmazlar. Gönüllüler arıyorum yardımcı olursanız sevinirim
BeğenBeğen
Merhaba, tatuta aracılığıyla gönüllü çiftçileri çağırabilirsiniz. Bunun için Bığday Derneği’nin Tatuta ağına katılmanız gerekmekte. Buğday Derneği ile iletişime geçmenizi tavsiye ederim.
BeğenBeğen